Biyolojik Mücadelenin Avantajları
Biyolojik mücadele, vejetasyon süresi kısa ve entansif (yoğun) tarımın uygulandığı alanlarda biraz daha güçtür (Örn: mevsimlik sebzeler, seralar hariç). Teorikte biyolojik mücadele uygulamaları çok yıllık kültür bitkilerinde daha başarılı şekilde yürütülmektedir (Örn:meyve bahçeleri) Orman alanları da biyolojik mücadele uygulamaları için çok uygun alanlardır, Biyolojik mücadele için en uygun alanlar kontrolün sağlanabildiği sera gibi kapalı alanlar olup Biyolojik mücadele daha başarılı bir şekilde yürütülebilir.
Entomopatojenler
Böceklere karşı biyolojik mücadelede kullanılan entomopatojenler, bakteriler, funguslar, virüsler, protozoalar ve nematodları kapsamaktadır. Burada belirtilen her gruptan yüzlerce hatta binlerce türün böceklere saldırdıkları bilinmektedir. Ancak bunlardan çok azı zararlı mücadelesinde kullanılmaktadır. Doğada doğal olarak bulunan entomopatojenler böceklere saldırırlar, hastalandırırlar ve öldürürler.
Birçok entomopatojeni kitle üretimi yapılarak “biyolojikinsektisid”olarak piyasaya sürülmüştür. Bunların en başında gelenlerden biri de Bacillus thuringiensis olup, birçok böcek türüne karşı başarı ile kullanılmaktadır. Entomopatojenler genellikle standart ilaçlama aletleri veya sulama suyuna karıştırılarak uygulanmaktadır. Ticari olarak üretilen bu entomopatojenler genellikle türe spesifik olduğu için biyolojik mücadelede emniyetle kullanılabilecek etmenlerdir. Ne yazıkki bu preparatlar dünya ilaç piyasasının ancak %2-5’ini oluşturmaktadırlar (. Bu konudaki çalışmalar hızla sürdürülmekte olup, birçok entomopatojen türün biyolojik mücadelede ümitvar sonuçlar verdiği ortaya çıkarılmıştır.
TURUNÇGİL ZEYTİN ELMA BİYOLOJİK MÜCADELE
Biyolojik mücadele : Yumurta parazitoiti Trichogramma türleri ile larva ve pupa parazitoitleri Elodia tragica, Trichomma enecator ve Ascogaster quadridentatus Elma içkurdu’nun biyolojik mücadelesinde kullanılabilecek önemli yararlılardır. Ancak bu zararlının ekonomik zarar eşiği çok düşük olduğu için, sadece biyolojik mücadele etmenleri ile baskı altında tutmak mümkün olmamaktadır. Yararlı türlerden azami derecede yararlanmak için ;
– Zararlının doğal düşmanları iyi tanınmalıdır.
– Etkili olan türler, özellikle yumurta parazitoitleri kitle halinde üretilerek veya başka yerlerden getirilerek bahçelere salınmalıdır.
– İlaçlama programları doğal düşmanları koruyacak biçimde hazırlanmalı, bu amaçla seçici ilaçlara öncelik verilmelidir. Biyolojik mücadelenin ülkemizde yaygınlaşmasında kuşkusuz Biyolojik Mücadele Firmalarının etkisi yadsınamaz. Her ne kadar, özellikle örtü altı zararlılarına karşı yararlılar yurtdışından ithal edilseler bile, bu yöntemin sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynamaktadırlar.
Son dönemlerde Tarım Bakanlığının destekleri de yöntemin benimsemesinde itici bir güç olmuştur.
Bugün Biyolojik Mücadelede etkin rol oynayan, ülkemizde bulunan firmaların yerli doğal düşmanları yine ülkemizde üreterek çalışmalarına devam etmeleridir.
Biyolojik savaşın olumlu yönleri
Biyolojik savaş doğal dengeyi koruyucudur
Biyolojik savaş uygulamalarında insanlara, ürüne, ve diğer yaşayan organizmalara zararı yoktur
Biyolojik savaşa karşı zararlıların dayanıklılık sorunu yoktur
Biyolojik savaş etmenleri hızla üreyip çoğalabilirler
Biyolojik savaş etmenleri aktiftir ve besinlerini (zararlıları) arayıp bulabilirler
Biyolojik savaş etmenleri düşük besin yoğunluklarında da varlıklarını sürdürebilirler
Biyolojik savaş düşük maliyetle yüksek orandakoruma imkanı sağlar
Biyolojik savaş ilk tesisten sonra hiç veya çok az masrafla kendi kendini sürdürme özelliğine sahiptir.
Biyolojik savaşın olumsuz yönleri
Biyolojik savaş başlangıçta belirli bir zararı göze almayı gerektirir
Biyolojik savaşta başarı biraz geç elde edilir. Bu da sabırlı olmayı gerektirir
Biyolojik savaş bilgi gerektirir . Özellikle iyi bir biyoloji, ekoloji bilgisi Biyolojik savaş çalışmalarının başarısında önemli bir rol oynar.
Biyolojik mücadele, zaman ve sabır isteyen bir savaşım tekniğidir. Doğal düşmanın zararlı populasyonuna baskın gelebilmesi için belli bir süre ve bu süre içinde belli bir zararın gözden çıkarılması gerekir. Buna “BAŞLANGIÇ RİSKİ” adı verilir.
ÜÇLÜ BESİN İLİŞKİSİ
Doğada her bir zararlı organizmanın en az bir doğal düşmanı vardır.
Buraya kadar belirtilen zararlılar ENTEGRE SAVAŞ çerçevesinde ele alıp, öncelikle BİYOLOJİK MÜCADELE yöntemi ile populasyonları düşürülmeye çalışılmalı, yeterli başarı elde edilemediği takdirde bu yöntem ile birlikte uyumlu olabilecek savaşım yöntemleri devreye alınmalıdır. Daha önce de olumsuzlukları belirtildiği gibi Kimyasal Savaşa ise son çare olarak başvurulmalıdır
Erişim
Prof. Dr. İsmail KARACA
Isparta Tarım Bilimleri Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
Bitki Koruma Bölümü
Isparta