Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler Tarımı Nedir?
Tıbbi ve aromatik bitkiler, geçmişten günümüze insanların hayatında önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Hastalıkların önlenmesi ve iyileştirilmesinde, sağlığın korunmasında, yaraların tedavi edilmesinde ve çeşitli takviye gıdaların üretiminde bazı tıbbi bitkilerden faydalanılmaktadır. Bunun için bitkilerin drog adı verilen kısımları (kök, kabuk, yaprak, sap, gövde, çiçek, tohum ve meyve) kullanılmaktadır. Dünya üzerinde bulunan 422.000 bitki türünden 52.885’inin tıbbi ve aromatik bitki olduğu bilinmektedir. Çin, 4.941 bitki türü ile ilk sırada yer alırken, 3.000 bitki türü ile Hindistan, 2.564 bitki türü ile ABD, 1.800 bitki türü ile Vietnam, 1.200 bitki türü ile Malezya ve 1.000 bitki türü ile Endonezya sıralamayı takip etmektedir. Türkiye’de bugüne kadar tanımlanan tıbbi ve aromatik bitki türü sayısının 500 kadar olduğu bilinmektedir. Japonya ise, bitkisel ilaçların kişi başına en yüksek tüketiminin gerçekleştiği ülke konumundadır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün yapmış olduğu çalışmalara göre yaklaşık 20.000 adet bitki tıbbi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilerde tarımın gelişmesi için öncelikli konu mevcut tarım arazilerinin içerisinde tıbbi ve aromatik bitkilere düşen payı ve birim alandan alınan ürün miktarını arttırmak olmalıdır.
Gıdaların korunması için kullanılan kimyasallara getirilen kısıtlamaların ardından, bitkilerden elde edilen ve antioksidan etkilere sahip uçucu yağlar ve sabit yağlara olan talep her geçen gün artmaktadır. Tıbbi bitkisel ürünlerin sentetik ilaçlara göre daha az yan etkiye sahip olması, bu bitkilerin pazar payının genişlemesine katkı sağlamaktadır.
Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Alternatif Tıpta Kullanımı
Bitkilerle tedavi insanlık tarihiyle birlikte başlamış ve günümüze kadar gelmiştir. Eskiden halk hekimliğinde kullanılan bitkiler, günümüzde modern tıpta kullanılmaktadır. Geleneksel tedavi yöntemleri, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde daha fazla uygulanmaktadır. İçeriğindeki fenolik bileşenler (flavonoller, tanenler, fenolik asitler, izoflavanoidler) antimikrobiyal, antidiyabet, antiinflamatuvar, antioksidan ve antitümöral etkiler göstererek hastalıkların tedavisinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Flavonoidler ve diğer fenolik bileşenler bitkinin daha çok odunsu kısımlarında, çiçek ve yapraklarında bulunduğu için aromatik bitkiler genellikle, bu kısımların kurutularak drog halinde veya destilasyon, ekstraksiyon gibi yöntemlerle elde edilen uçucu yağ ve sabit yağ ekstraktları şeklinde kullanılmaktadır.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin tüketilmesinin, sağlıklı yaşam sürmek ve çeşitli
hastalıklardan korunmak konularında fayda sağlayacağı bilinmektedir. Bitkiler protein, karbonhidrat, mineral madde, yağ ve vitamin açısından önemli bir hazinedir. Beslenme ihtiyacını gidermeye ek olarak tıbbi ve aromatik bitkiler; başta ilaç sanayisi olmak üzere, gıda, kimya, boya ve kozmetik sanayinin yanı sıra zirai mücadelede de insektisit olarak kullanılmaktadır. Ayrıca çay, baharat, meşrubat, reçine, zamk ve parfüm üretiminde kullanılan önemli hammaddeleri tıbbi ve aromatik bitkiler oluşturmaktadır.
Türkiye’de Tarımı Yapılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler
Türkiye’de en çok tarımı yapılan tıbbi ve aromatik bitkilerin; anason, çemen, lavanta, haşhaş, kekik, stevia, kimyon, kişniş, nane ve rezene olduğu bilinmektedir. Akdeniz, Doğu Karadeniz, Ege, Güneydoğu Anadolu ve Marmara Bölgelerinden doğadan en çok toplanan bitkilerin ise; adaçayı, biberiye, defne, ıhlamur ve kuşburnu olduğu belirlenmiştir. Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde özellikle Bayburt, Erzurum, Ankara gibi illerde ise tarhun, tarımı yapılan en önemli tıbbi aromatik bitkiler arasında yer almaktadır.