Organik Tarım Nedir?
Organik tarım üretiminde kimyasal girdi kullanılmayan, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen ve üretimden tüketime kadar her aşamanın kontrol edilip sertifikalandırıldığı üretim şekli olarak tanımlanmaktadır.
Dinyada Organik Tarımın Gelişimi
Organik tarım Avrupa’da 1910’lu yıllarda uygulanmaya başlayarak, 1930’lu yıllarda kontrollü üretim ile yaygınlaşmıştır. Ekolojik tarım; 1. ve 2. Dünya savaşları zamanında önemli bir yere sahipken; 1950 yılı itibariyle ABD tarafından yapılan Marshall yardımıyla önemini kaybetmiş. Böylece ekonomik katkılar ve desteklemeler sonucunda entansif (intansif) tarım hız kazanmış, makineleşme, gübreleme ve kimyasal ilaçlar kullanılmaya başlanmıştır.
Avrupa Topluluğu’nun kurulması ile tarımda destekleme politikaları uygulaması ve kimyasal gübre ile pestisitin keşfedilmesi Yeşil Devrim’i ortaya çıkarmıştır.
Her ne kadar bu üretim şeklinin açlık sorununa çözüm olacağı düşünülmektedir. Beklenildiği gibi olmayıp insan sağlığına ve doğal dengeye zararlı olduğu anlaşılmıştır.
Bu gidişatı düzeltmek için bazı gruplar araştırmalara başlamış. 1972 yılında Organik Tarım Hareketleri ve Almanya’da Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFAOM) kurulmuştur. Böylece tüm dünyadaki çalışmaları takip edip insanları bilinçlendirerek pestisit kullanımının kontrol altına alınması sağlanmıştır.
Organik tarım uygulamaları öncelikle ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde başlamış ve dünya geneline yayılmıştır.
Türkiye’de Gelişimi
Avrupa kökenli firmalar Türkiye’den organik ürün talebinde bulunmuşlar. 1980’li yıllarda Ege Bölgesi’nde ilk organik tarımın faaliyeti başlayıp zamanla ülke geneline yayılmıştır.
Organik Ürünlerin Tüketimi
Organik ürünlerin tüketimi, gelir düzeyi ve eğitim durumuna göre çeşitli faktörlerle şekillenmektedir.
Avrupa’da bu ürünlere olan talep Türkiye’ye göre daha fazladır. Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde bu talep günden güne artış göstermektedir.
Organik ürünlerin yanı sıra tıbbi aromatik bitkilere olan talep artış göstermektedir.
Organik Tarımın Avantajları
Organik üretimin ülkemizde gerek üretici gerekse tüketici açısından pek Zor avantaj ve dezavantajları mevcuttur. Avantajları arasında;
- Konvansiyonel tarımda kullanılan kimyasal gübre gibi fiyatları günden güne artan girdilerin izin verilen ölçüde kullanılması nedeniyle girdi maliyetlerini düşürmesi ygulanan sözleşmeli üretim sistemi ile üretilen ürünlerin tamamına alım garantisi verilmesi.
- kolojik ürün ihracat fiyatlarının yurtiçi piyasa fiyatlarından yaklaşık %10-20 oranında yüksek olması
- elişmekte olan ülkelerin sahip olduğu arazilerin çoğunun organik tarıma uygun olması dolayısıyla organik tarıma geçişin kolay olması
- eni istihdam alanları yaratarak işsizlik sorununun çözümünde önemli katkılar sağlaması sayılabilecektir.
Organik Tarımın Dezavantajları
- Üretilen organik ürünlerin yurtiçi piyasada pazarlanmasında tüketicilerdeki organik tarım bilincinin yaygınlaşmaması dolayısı ile güçlüklerle karşılaşılması.
- Tanıtım ve ortak bilinç oluşturma noktasında gerek gönüllü gerekse uzman elemanların olmaması
- Küçük parçalı tarım arazilerinin çokluğu dolayısıyla yakın arazilerde yapılan konvansiyonel tarım uygulamalarının yol açtığı zararların organik tarım yapılabilecek yerleri olumsuz etkilemesi. (www.izmir.tarim.gov.tr)
Neden Organik Tarım
- Organik tarımsal üretim metotlarının toprağın doğal yapısını bozmaması
- Toprak kayıplarını en aza indirgeyerek erozyonu önlemesi
- Hayat kaynağı olan suyun kirletilmeden üretim yapılması
- Biyoçeşitliliği koruması ve geliştirmesi
- Kimyasal içermeyen ürün yaratmak için genetiği değiştirilmiş organizmaları (GDO) bulundurmayan tohumların kullanılması
- Sözleşmeli üretim sistemi ile üretim sonrasında ürün alım garantisinin verilmesi
- Sertifikasyon uygulamaları ile güvenilir gıda garantisinin sağlanması
- Kimyasal ilaç kullanımının ortadan kaldırması nedeniyle bu ilaçları uygulayan kişilerin karşı karşıya olduğu ölümcül hastalık riskini en aza indirgemesi
- Bitkisel ve hayvansal üretimde kullanılan pestisit ve antibiyotiklerden kaynaklanan sağlık sorunlarını ortadan kaldırması
- Kapalı sistem üretim metodu sayesinde dışarıya bağımlılığı en aza indirgemesi
- Organik tarımsal üretimin yapıldığı çiftliklerde eko-turizm uygulamaları sayesinde doğa ile baş başa kalma imkânının sağlanması olarak sıralanabilir.