Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 10 °C
Hafif Yağmurlu

Soğan Tarımı Nasıl Yapılır?

Soğan Tarımı Nasıl Yapılır?

Soğan (Allium cepa L.) dünyada ticari olarak üretilen en önemli bitkisel ürünlerdendir ve dünya çapında soğan tarımı , gelir düzeyini göz önünde bulundurmaksızın her evin mutfağının vazgeçilmez sebzesidir. Soğan yenilebilir Allium türüdür ve dünya çapında kültürü yapılan bitkisel ürünler listesinde ikinci sırada yer almaktadır. 4000 yıldan fazla süre üretimi yapılan soğan en eski sebzelerden biridir. Bitkisel ilaçların yapımında ve lezzet verici madde olarak, pişmiş veya çiğ olarak tüketilen bir sebze olarak kullanılmaktadır. Yapılan taksonomik sınıflandırmada soğanın dahil olduğu Allium cinsi ve yakın akrabalarının, Liliaceae familyası içerisinde yer aldığı belirlenmiş. Daha sonra yapılan araştırmalar sonucunda Allium cinsini, botanikçiler çiçek yapısından dolayı
Amaryllidaceae familyası içerisinde sınıflandırmışlardır. Allium, soğan, pırasa, sarımsak, arpacık soğanı gibi yaklaşık 1250 türü kapsamaktadır ve Alliaceae familyasına ait olan çeşit taksondur.

Soğan Bitkisinin Anavatanı

Soğan, bazı akrabalarının yabani çeşitleri hala doğada yetiştiği Türkmenistan ve Afganistan arasındaki Orta Asya kökenlidir. İran ve Pakistan bölgesindeki Orta Asya ülkeleri, soğanın ana vatanı olarak birincil merkezi olarak kabul edilir. Yakın doğu Asya ve Akdeniz bölgelerinin ikincil menşe merkezleri olduğu düşünülmektedir (Anonymous, 2003). Allium türlerinin çoğu Asya ve Avrupa’da olduğundan dolayı kuzey yarımkürede eşit dağılıma sahip değildir. Özellikle yüksek tür çeşitliliğine sahip bir bölge olan Türkiye ve İrano-Turanian floristik bölgesinde, yani İran, Kuzey Irak, Afganistan, Orta Asya ve Batı Pakistan’da bulunmaktadır (Fatih vd., 2018). Hindistan, en büyük ikinci üretici ülke olarak (8,2 metrik ton ve 10,16 ton /hektar verimlilik; FAO 2008) dünyanın en fazla ikinci soğan alanına (0,80 milyon ha) sahiptir.

soğan tarımı

Geçmişten Günümüze Soğan Tarımı

Soğanın tarihine baktığımızda en eski kayıtlar, Mısır’da Eski Krallık zamanında görülmüştür. Soğanın piramit duvarlarında ve mezarlarda üçüncü ve dördüncü hanedanlık zamanında (M.Ö. 2.700) ilk bulgularına rastlanmıştır. Mısır’da cenaze törenlerinde ve mumyalamada kullanıldığı tespit edilmiştir (Shrestha, 2007). Hindistan’da, M.Ö. altıncı yüzyıldan kalma yazılarda soğan raporları ve Yunan ve Roma İmparatorluklarında bazı eserlerde soğandan bahsedildiği görülmüştür. Milattan önce dördüncü yüzyılda Theophrastus ve milattan sonra birinci yüzyılda Columella gibi botanik ve ziraat kitaplarında soğan vardır.

Soğan Faydaları

C vitamini, B6, biotin, krom, kalsiyum ve diyet lifi açısından soğanlar çok iyi bir kaynaktır. Ayrıca, iyi miktarda folik asit, B1 ve K vitaminlerini içerir. Yüz gram soğan, 1.4 gram lif ve 44 kalori karbonhidrat sağlamaktadır. Soğan, kesildiğinde gözlerimizin acıyarak sulanmasına neden olan alliinaz adlı enzim içerir. Ayrıca sebzelere renk veren pigmentler olan flavonoidleri içermektedir. Bu bileşikler antioksidanlar gibi davranır, doğrudan bir antitümör etkisine sahiptir ve bağışıklık arttırıcı özelliklere sahiptir. Araştırmalar, soğanlarda bulunan antioksidanların, serbest radikallerin neden olduğu hücrelerde bulunan DNA hasarını azaltarak bizi yaygın hastalıklara karşı koruyabileceğini ortaya koymuştur.

Soğan, trombosit agregasyonunu ve lipit düşürücü etkiler azaltmada rol oynayan kardiyovasküler, antibakteriyel ve antifungal etkiler gibi bir takım tıbbi özelliklere sahiptir. Soğanın antikanser etkisi vardır (Rabinowitch ve Currah, 2002). Soğanın, kanser ve kardiyovasküler bozuklukların önlenmesi de dahil olmak üzere pek çok yönden sağlığa yararı mevcuttur (Joseph vd., 2002; Galeone vd., 2006; Hedges vd., 2007). Önemli sebzelerden biri soğan, daha kaliteli başlar üretebilmek için uygun bakım gerektirir. Düşük verim genellikle iyi çeşitlerin, genotiplerin ve geliştirilmiş çeşitlerin sınırlı bulunabilirliğinden kaynaklanır. Geliştirilmiş çeşitler, daha iyi ürün verimine katkıda bulunmaktadır. Soğan fidelerinin dikim tarihleri, çevre koşullarının bölgeden bölgeye geniş ölçüde farklılık gösteren büyüme, soğan verimi ve soğan kalitesi üzerindeki etkisi anlamına gelmektedir. Bu nedenle belirlenen optimum ekim tarihleri, büyümeyi, soğan verimini ve soğan kalitesini en üst düzeye çıkarmada önemli bir role sahiptir.

soğan tarımı

Dünya’da Soğan Tarımı

Kuru soğan ekim alanlarının dünyada % 50’sinden fazlası, Hindistan (% 25,1), Çin (%21,2), ve Nijerya’da Amerika Birleşik Devletleri (% 10,7) bulunmaktadır. Hindistan’da 2016 yılına göre (26,0) ekim alanı 2017 yılında azalış göstermiştir. Çin’de ekim alanının her yıl azaldığını ve 2017 yılında 21,2 olduğunu görmekteyiz. Nijerya, Endonezya ve Bangladeş’te önceki yıllara göre 2017 yılında ekim alanında artış olmuştur.

Dünyadaki üretimine baktığımızda Çin ve Hindistan’ın başlıca soğan üretici ülkeler arasında olduğu görülmektedir. Bangladeş ve Endonezya’nın kuru soğan üretimi önceki yıllara göre azalış göstererek 2017 yılında her iki ülkeninde üretimi % 2,4 olmuştur. Nijerya’da kuru soğan üretimi 2015 yılında % 3,7 iken 2016 yılında % 3,9 olarak bir artış olmuşken, 2017 yılında da % 3,8 ile bir azalış olmuştur.

Türkiye’de Soğan Tarımı

Türkiye kuru soğan 2000 ve 2018 yılları arasındaki üretim, ekilen alanı, üretim kayıpları, kullanılabilir üretim miktarı, ithalat miktarı Çizelge 1.4’de gösterilmiştir. 2000 ve 2018 yılları arasındaki kuru soğan üretimine bakıldığında en düşük üretimin 2013 yılında 1 735 857 ton ve en yüksek üretiminde 2001 yılında 2 200 000 ton olduğu sunulmuştur. 2018 (2 175 911 ton) yılı kuru soğan üretimi 2017 (2 120 581 ton) yılına göre artış göstermiştir. Kuru soğan ekim alanı en fazla 2001 yılında iken en az ekim alanı 2018 yılında görülmüştür. Ekim alanı 2018 yılında en az olmasına rağmen üretim miktarı diğer yıllara göre daha fazladır. Soğan kullanım miktarı 2017 yılına göre 2018 yılında artış göstermiştir. En fazla kullanım miktarı 2 107 600 ton ile 2001 yılında görülürken, en düşük kullanım miktarı ise 1 663 003 ton ile 2013 yılında görülmüştür. İthalat 2004, 2006 ve 2007 yılında hiç yapılmamıştır. 2015 yılında 11 275 ton ile en fazla ithalat yapılmıştır. 2018 yılında 172 ton ile 2017 (71 ton) yılına göre ithalatta artış olmuştur

Türkiye Kuru Soğan tarımı miktarı ton olarak, yurt içi kullanım, tüketim, tohumluk kullanımı, kayıplar ve ihracat verileri denge tablosu gösterilmiştir. Kuru soğan yurt içi kullanımı 1 978 061 ton, kuru soğan tüketimi 1 839 358 ton ile 2001 yılında en fazla olduğu görülmüştür (Çizelge 1.5). En az kuru soğan yurt içi kullanımı 1 480 640 tonla, tüketimi 1 380 639 ton ile 2007 yılında görülmüştür. 2017 yılında soğan yurt içi kullanımı 1 802 569 tondan 1 927 428 tona çıkarak, soğan tüketimi 2017 yılında 1 688 279 tondan 1 807 980 tona yükselerek 2018 yılında artış göstermiştir. En fazla tohumluk kullanımı 39 800 ton ile 2001 yılında, en düşük tohumluk kullanımı 23 077 ton ile 2018 yılında görülmüştür. İhracat verilerinde 2001 yılından 2018 yılına kadar dalgalanma görülmüştür. 2018 yılında 157 267 ton olan ihracat miktarı 2017 (229 019 ton) yılına göre 6 azalış göstermiştir. En fazla ihracat 229 019 ton ile 2017 yılında görülürken, en az ihracat ise 37 449 ton ile 2016 yılında görülmüştür.

Soğan Yetiştiriciliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Besin maddeleri, bitkilerin verimliliğini ve kalitesini arttırmada önemli bir rol oynamaktadır. Soğan, sığ ve dallanmamış kök sistemine sahiptir, dolayısıyla besin maddelerinin (özellikle de hareketsiz besin maddelerini) çıkarılmasında en duyarlı bitkidir. Bu nedenle gübrelemeye ihtiyaç duymaktadır ve genellikle gübrelemeye iyi tepki vermektedir. Soğan tarımı yüksek verim elde etmek için optimum gübre uygulaması ve uygun ortamda agronomik uygulamalar ile uygun çeşitlerin yetiştirilmesi gerekir. Azot optimum soğan verimi için önemli bir rol oynar. Ayrıca azotun baş soğan büyüklüğünü ve verimini arttırmak için gerekli olduğu bulunmuştur. Azot uygulama oranlarının arttırılması, bitki boyunu, bitki başına yeşil 7 yaprak sayısını ve baş ağırlığını, pazarlanabilir verimi ve ayrıca toplam çözünür kuru maddeleri önemli ölçüde arttırır.

Bitki aralığı soğan verimini ve kalitesini belirleyen önemli faktörlerdendir. Birim alan başına verim, büyüme faktörleri için komşu bitkiler arasındaki rekabetten dolayı bitki yoğunluğundaki artış nedeniyle azalmaktadır. Dikim sıklığı, belirli bir çeşitlilikte bile soğan kalitesini, dokusunu ve soğan verimini büyük ölçüde etkilemektedir.

Yapılan bir çalışma sonucunda, en yüksek ticari baş soğan veriminin yüksek dikim sıklığında, fakat büyük baş soğanın en yüksek oranınında ve ortalama baş ağırlığınında düşük dikim sıklığında olduğunu bildirmişlerdir. Farklı büyüme faktörleri, soğan üretiminin ve verimliliğinin artırılmasında önemli olabilmektedir. Kuru soğan üretimi, besin gereksinimlerine, üretimin yerine, çeşidine, toprak tipine, tarımsal uygulamalara ve üretim şekline bağlıdır. Uygun tarımsal yöntemin kullanımı, ürün verimine önemli katkı sağlar.

Soğan Tarımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Çiftçiler tarafından kullanılan yanlış tarımsal uygulama soğan üretimindeki en büyük sorunlardan biridir. Bitki popülasyonu, ekim tarihi, hasat tarihi, ürünün gübrelemesi gibi her bir tarımsal uygulamanın optimum seviyesi, ürünün amacına, çevreye ve ürünün çeşidine göre değişmektedir.
Soğanda sapa kalkma, bitki stres altındayken meydana gelen doğal bir işlemdir. Tohum sapının oluşum zamanından önce ortaya çıkması anlamına gelir ve baş soğan oluşumunu ve gelişimini olumsuz yönde etkiler. Erken sapa kalkma arzu edilmeyen bir karakterdir, çünkü soğan baş verimini doğrudan etkiler. Sapa kalkma, bitki için hayatta kalma tepkisi olabilmektedir. Anormal büyüme koşulları soğanı ölmekte olduğunu düşündürür ve soğan çoğalabilmesi için bir çiçek sapı oluşturur. Bu noktada, baş soğan gelişimi durur çünkü bitkinin çiçek sapı yapmak için enerjiye ihtiyacı vardır. Soğanlarda sapa kalkma, sıcaklık, çeşit, ekim zamanı, fidenin ekim zamanındaki yaşı, düşük kaliteli tohum, besin maddesinin mevcudiyeti, arazideki gelişim süresi gibi birden fazla faktörün etkileşimi ile indüklenir.

Soğan Neden Sapa Kalkar

Erken sapa kalkmaya neden olan bazı anormal büyüme koşulları bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

Sıcaklık dalgalanmaları ve soğuk hava stresi

Sıcaklık uzun süre boyunca 7,22 derecenin altına düştüğünde, bitki uyku halinde olur. Sıcaklık yükseldiğinde, bitki büyür.

Soğuk havalar tekrar geri gelirse, bitki tekrar uykuda kalır ve geri dönen sıcaklıkla yeniden büyür. İki veya daha fazla uyku hali veya büyüme döngüsü büyük ihtimalle sapa kalkma ile sonuçlanmaktadır.

Gevşek zemin

Toprak çok gevşek olduğunda, soğan bitkisinin köklerinde daha kolay bozulmalar meydana gelebilir. Böylece bitki besin gereksinimlerini almada zorluk çekerek strese girebilir, soğan tohumunu yaymaya çalışmak için sapa kalkarak tepki verir.

Aşırı gübreleme

Aşırı gübreleme, soğanın büyümesinde çok erken gelişmesine neden olur.

Mehmet İŞLER
Ziraat yüksek mühendisi. bitki besleme alanında akademik kariyere sahip ve Türkiye ve afrika'da üretim süreçlerini yönetmiş ve uzun süredir topraksız tarım alanında çalışmaktadır. website aracılığıyla sizlere bilgi ve birikimlerini aktarmak ve türk tarımına katkı sunmayı amaçlanmaktadır. iletişim: mehmetisler@greenhouse.org.tr
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.