Aronya Meyvesi Faydaları ve Özellikleri
Aronya meyvesi ilk olarak Kuzey Amerika’daki yerli halkın kışlık yiyecekleri arasında yer almış, soğuk algınlığı tedavisinde çay olarak kullanılmış, daha sonra peksimet yapılarak değerlendirmiş ve aynı zamanda taze meyve olarak da tüketilmiştir.
Aronya Meyvesi ve Yetiştiriciliği Tüm İçeriklere Ulaşmak İçin Tıklayınız.
Meyve yetiştiriciliği alanındaki Rus araştırmacı Ivan V. Michurin (1855-1935), 1900 yılında dona dayanıklı meyve türlerini araştırdığı projesi kapsamında aronyayı keşfetmiştir. İlk olarak Altay Dağlarına sonra Rusya’nın diğer bölgelerine ve oradan da Doğu Avrupa’ya yayılmasına öncülük etmiştir. Ivan V. Michurin 1919 yılında A. melanocarpa’yı Sorbus ve Mespilus türleri ile melezlemiş ve çalışma sonunda “Likernaja” ve “Desertnaja Mitschurina” adında iki çeşit elde etmiştir. Bu çeşitler 1982 yılında “A. mitschurinii” ismiyle yeni bir hibrit tür olarak kabul edilmiştir (Walther ve Müller 2012, Poyraz Engin ve Boz 2019). Bugün yetiştiriciliği yapılan kültüre alınmış çeşitlerin A. mitschurinii hibrit türüne ait çeşitler olabileceği düşünülmektedir.
Ticari olarak aronya üretimi Rusya’da 1940’lı yıllardan, Doğu Avrupa’da ise 1950’li yıllardan itibaren yapılmaya başlanmıştır. Aronya üretimi önce Eski Sovyetler Birliğine (Rusya, Belarus, Moldova ve Ukrayna) yayılmış, ardından 1970’li yıllarda Avrupa’da ilk bahçeler Doğu Almanya’da kurulmuştur. 1976 yılında ise Japonya’ya ulaşmıştır. 1980’li yıllarda Bulgaristan, Çekoslovakya, Polonya, Slovenya, Danimarka ve Finlandiya’da yetiştirilmeye başlanmıştır.
Aronya Çeşitleri
Doğal ortamda Aronia cinsi içerisinde yer alan türlere daha çok ABD’nin doğusunda rastlanmaktadır. Bu cins içerisinde yer alan üç tür; A. arbutifolia, A. melanocarpa ve A. prunifolia’dır.
Aronya Rosaceae familyası, Aronia cinsi içerisinde yer almaktadır. Bu cins içerisinde Aronia melanocarpa (Michx) Elliot (Black chokeberry), Aronia prunifolia (Marsh) (Purple chokeberry) ve Aronia arbutifolia (L.) Elliot (Red chokeberry) olmak üzere üç tür mevcuttur Avrupa’da en yaygın Aronya çeşitleri arasında ‘Aron’ (Danimarka), ‘Nero’ (Çek Cumhuriyeti), ‘Viking’ (Finlandiya), ‘Rubin’ (Rusya), ‘Kurkumachki’ (Finlandiya), ‘Hugin’ (İsveç), ‘Fertödi’ (Macaristan) ‘Albigowa’, ‘Dabrowice’, ‘Egerta’, ‘Kutno’, ‘Nova’ ‘Wies’, ‘Hakkija’, ‘Ahonnen’, ‘Serina’, ‘Autum Magic’, McKenzie’, ‘Morton’, ‘Galicjanka’ (Polonya) yer almaktadır
Aronya Hasat Zamanı
Hasat zamanının meyve kalitesi üzerine etkisini belirlemek amacı ile altı farklı hasat döneminde her iki aronya çeşidinde meyvelerin tane ağırlığı (g), meyve boyutları (mm), meyve eti sertliği (g mm-1 ), suda çözünebilir kuru madde miktarı (%), pH, titre edilebilir asit miktarı (g 100 ml-1 ), toplam kuru madde (%), toplam antosiyanin miktarı (mg 100 g 1 ), kondanse tanen miktarı (mg 100 g-1 ), suda çözünebilir tanen miktarı (ppm), toplam fenolik madde miktarı (mg GA 100 g -1 ), toplam antioksidan madde miktarı (µm TE 100 g FW-1 ), toplam ve indirgen şeker miktarı (%) belirlenmiştir. Böylelikle farklı kullanım amacına yönelik uygun hasat zamanları da tespit edilmiştir. Meyvelerin taze tüketim, meyve suyu sanayii ve gıda boyası olarak değerlendirilecekse Eylül ayının 10-20’si arasında, kurutmalık olarak değerlendirilecekse 20 Eylül- 20 Ekim tarihleri arasında hasat edilebileceği belirlenmiştir.
Ülkemizde ve dünyada aronya yetiştiriciliği
Türkiye’de aronya yetiştiriciliği ile ilgili ilk çalışmalar 2012 yılında Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde başlamış ve deneme alanında bir plantasyon kurulmuştur. 2017 yılında yetiştiricilik çalışmalarına başlanmış ve Yalova, Tokat, Edirne, Malatya illerinde agromorfolojik ve biyokimyasal farklılıkları içeren bir araştırma projesi TAGEM tarafından desteklenmiş ve uygulamaya geçirilmiştir. Ayrıca yine Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünde ilk hasat şenliği 2017 yılında düzenlenmiş, meyvenin tanıtım ve yayım çalışmalarına başlanmıştır. Yalova, Sakarya, Kayseri ve Zonguldak’ta İl Tarım Orman Müdürlükleri tarafından yayım projeleri hazırlanmıştır.
2014 yılında Yalova ve Kırklareli’de küçük bahçeler kurulmuş, 2017 yılında ticari anlamda yetiştiricilik çalışmaları başlamış ve ilk büyük aronya bahçeleri 2017 yılında Kırklareli’de 60 da ve Manisa’da 50 da olarak kurulmuştur. Bunların dışında yine 2017 yılında başta Yalova olmak üzere Çanakkale, Samsun, İstanbul, Antalya ve Bursa’da küçük bahçeler kurulmaya başlanmıştır. 2018 ve 2019 yıllarında yine Kırklareli, Ankara, Bursa, İzmir, Çanakkale, Bolu, Trabzon, Giresun, Kırşehir ve Tekirdağ’da aronya bahçeleri kurulmaya devam etmiştir. Bugün aronya yetiştiriciliği yapılan iller, üretim alanları ve fidan sayıları Çizelge 2.1’de gösterilmiştir. Kurutma firmaları, meyve suyu firmaları, gıda takviyesi ürün firmaları üretilen ürüne talep göstermektedir. Türkiye’de üretimin artması ile sanayisinin daha da gelişeceği düşünülmektedir.
Üzümsü meyveler içerisinde yer alan aronyanın (Aronia melanocarpa) insan sağlığı üzerine etkisi konusunda yapılan çalışmalar sonucunda, meyvelerinin antioksidan kapasitesi ve antosiyanin miktarı bakımından en yüksek değere sahip olduğunun anlaşılması üzerine aronya yetiştiriciliğini geliştirme çalışmaları başlamıştır
Aronya meyvesinin taze tüketiminin yanında işlenerek de değerlendirilebilmesi, dikimden sonraki yıl ürün vermeye başlaması, ilkbahar geç don tehlikesinin bulunmaması, oldukça verimli bir meyve türü olması, tek seferde hasat yapılabilmesi, zengin biyokimyasal içeriğe sahip olması ve oldukça iyi fiyattan alıcı bulması gibi avantajları nedeni ile yetiştiriciliğine olan ilgi tüm dünyada her geçen gün artmaktadır.
Aronyanın Bitkisel Özellikleri
Aronya odunsu çok yıllık çalı formunda bir bitkidir. Oldukça uzun ömürlü bir türdür. Çiçeklenme için soğuklama ihtiyacı vardır. Bu süre henüz tam olarak bilinmemekle birlikte 800-1000 saat civarında olduğu tahmin edilmektedir. Yetiştiricilik için en uygun toprak pH’sı 6-7,5 arasındadır. İkinci yıldan itibaren verim alınabilmekte ve beşinci yılda tam verime ulaşmaktadır. Bitki başına verim 5-17 kg arasında değişmektedir. Aronya bitkisi yıllık 600-800 mm suya ihtiyaç duymaktadır. Meyve kalitesi için meyve tutumundan hasat sonuna kadar düzenli şekilde sulama yapılması gerekmektedir.
Yıllık dallar ve vegetasyon dönemindeki sürgünler yarı odunsu yapıda, daha yaşlı dallar odunsu yapıdadır. ‘Nero’ ve ‘Viking’ çeşitlerinde bir ve üzeri yaşlı dalların kabuk rengi gri-kahverengi, yıllık sürgünlerin ise parlak kızılımtırak kahverengi olduğu görülmüştür. Dal ve sürgünler üzerinde oval şekilli, beyaz renkte lentiseller bulunmaktadır. Yapraklarının oval şekilli, sivri uçlu ve kenarlarının ince olduğu gözlemlenmiştir. Alternat yaprak dizilişine sahiptir. Yaprakların üst yüzeyi koyu yeşil renkte, alt yüzeyi ise açık yeşil renkte ve tüylü bir yapıya sahiptir (Poyraz Engin ve ark. 2016, Poyraz Engin ve Mert 2019). Tomurcuklar bir yaşlı sürgünlerin boğumlarında çapraz şekilde dizilmiştir. Uzun, sivri uçlu ve kırmızımsı renktedir. Karışık tomurcuk yapısına sahiptir. Bir tomurcuk açtığında hem çiçek salkımı hem de yaprakların bulunduğu sürgün meydana gelmektedir. Bir yaşlı dallar üzerindeki tomurcukların sürmesi ile o yıla ait sürgünler üzerinde çiçek salkımları oluşmaktadır.
Çiçek salkımı yapısının kimoz, bileşik yalancı şemsiye şeklinde olduğu yani birkaç salkımın bir araya gelmesiyle oluştuğu belirlenmiştir. Bir salkımdaki ortalama çiçek sayısı ‘Viking’ çeşidinde 34, ‘Nero’ çeşidinde 30 olarak bulunmuştur. Çiçeklenme aşamalı olarak devam etmektedir. Salkımdaki çiçekler merkezden dışarıya doğru açmaktadır. Aynı zamanda ince dallardaki çiçeklerin kalın dallardakilere göre daha erken açtığı tespit edilmiştir. Bir yıllık dallar üzerindeki çiçek salkımları uçtan dibe doğru açmaktadır. Çiçeklenme hem salkım hem de dal üzerinde aşamalı olarak gerçekleştiği için çiçeklenme periyodu sıcaklığa bağlı olarak değişmekte ve yaklaşık 20 gün sürmektedir. Çiçek yapısı bakımından erseliktir, çiçekleri hem erkek hem dişi organlara sahiptir.
Aronya Bitki Yapısı
Aronya üzümsü meyve türünde çiçeklerin çanak ve taç yaprak sayısı beştir ve bir adet yumurtalık bulunmaktadır. Ovaryum inferior tiptedir. Stil sayısı beş olup taban kısmı bileşiktir. Stigma yüzeyi saydam yapıda parlak nektar diski ile kaplıdır.
Çanak yapraklar koyu yeşil renkte olup, yoğun tüylerle kaplıdır. Taç yaprakları iri ve gösterişlidir. Taç yapraklar çiçeklenme başlangıcında açık yeşil olup, sonra zamanla beyaz renge dönüşmektedir. Çeşitler bazında ortalama erkek organ sayısı 24-25 olarak belirlenmiştir. Erkek organlar uzun, beyaz ve kalın filamentlere sahiptir. Filamentlerin anter olgunlaşmasıyla birlikte stigmaya doğru eğildiği, çiçek tozu dağılımından sonra tekrar dışa doğru açılım gösterdiği gözlenmiştir. Yapılan mikroskobik incelemelerde anter gelişimiyle birlikte renk değişimleri tespit edilmiş ve şekillerinin düzensiz yapıda olduğu görülmüştür. Anterlerin ilk gelişim döneminde açık pembe, tam gelişim döneminde pembe, tozlanma sonrasında mor renge döndüğü belirlenmiştir.
Aronya meyveleri botanik bakımdan yalancı meyvedir. Meyvelerin beş karpeli ve her karpelde bir tohum taslağı bulunduğu tespit edilmiştir. İlk dönemde meyveler yeşil renkte üzeri yoğun tüylerle kaplıdır. Meyve gelişimi ile meyve yüzeyindeki tüylenmenin giderek azaldığı ve mumsu yapı ile kaplandığı görülmüştür. Çiçek burnunda stamen artıkları bulunmaktadır. İkinci dönemde çiçek burnundan itibaren meyvelerde renklenme başlamakta, üçüncü dönemde meyve yüzeyi pembe renge dönmekte, dördüncü dönemde pembe-mor, beşinci dönemde mor-siyah renk dönüşümleri olmaktadır. Altıncı dönem olan olgun meyve döneminde meyveler tam iriliğine ulaşarak siyah rengini almaktadır. Meyve siyah renge döndükten sonra da olgunlaşmanın devam ettiği ve meyve iriliğinin arttığı belirlenmiştir.
Aronya meyvesinin kimyasal bileşimi
Aronya (Aronia melanocarpa) geniş iklim kuşağı ve toprak şartlarına adapte olabilmekte ve zengin içeriği ile insan sağlığına ve beslenmesine katkısı bulunmaktadır (Fidancı 2015, Poyraz Engin ve ark. 2016). Meyvesi oldukça yüksek miktarda antosiyanin ve flovanoidler içermektedir. Aynı zamanda antioksidanlar, fenoller, mineraller ve vitaminler yönünden de zengindir. İçerdiği bu kimyasalların kalp hastalıkları ve kanseri önleme potansiyeli olduğu belirtilmektedir.
Aronya meyveleri biyokimyasal özellikleri nedeniyle Rusya’da tıbbi bitki olarak kabul edilmiştir. Soğuk algınlığı, mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi dahil olmak üzere çeşitli hastalık ve radyasyon zehirlenmesi tedavisinde kullanılmaktadır. İyi kolesterol seviyesini artırmakta, kalp hastalığı ve diğer kardiyovasküler problemlere karşı savaşmaktadır. Ayrıca; kan basıncını kontrol etmede, sağlıklı kan şekeri düzeyini korumada, bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlara karşı metabolizmayı güçlendirmede son derece etkilidir. Beyin ve sinir sistemini besler, yaşlanma ile mücadeleye yardımcı yüksek antioksidan kapasitesine sahiptir
Aronya meyvesi çeşitli kompleks kimyasallar içermektedir. Yaklaşık 1 kg aronya meyvesi 20 g polifenol ve 4-8,5 g antosiyanin, oldukça yüksek miktarda K, Zn, Na, Ca, Mg, Fe ve vitaminlerden A, C, E, K, B1, B2, B6, B12’ye sahiptir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, aronyanın Oksijen Radikalleri Absorbans Kapasitesi (ORAC) değerinin diğer ürünlerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek olduğunu göstermiştir
Aronya meyvesinin kimyasal bileşiminin çeşit, olgunluk, iklim, hasat zamanı ve gübreleme gibi faktörlere bağlı olarak değiştiği ve bu bileşenlerin oldukça değerli olduğu belirtilmiştir. Farklı çeşit ve lokasyonlarda yapılan bazı çalışmalarda; kuru madde oranının %16,5-30,76 arasında değiştiği (Hudec ve ark. 2006, Skupien ve Oszmianski 2007), toplam organik asit oranın %1-1,5 (taze) ve meyveye hâkim ana asidin malik asit olduğu, pH değerinin ise 3,3-3,9 arasında değiştiği, toplam asitliğin malik asit eşdeğerinden 0,7 g 100 g -1 ve titrasyon asitliğinin sitrik asit eşdeğerinden 0,493 g 100 g -1 olduğu bildirilmiştir.
Aronya Yağ Miktarı
Aronya meyvesinin 100 g taze meyvedeki yağ miktarı 0,14 g, protein miktarı 0,7 g’ın üzerindedir. Vitamin ve mineral madde miktarı ise 400-600 mg arasında değişmektedir. İşlenmiş meyve suyunda vitamin ve mineral miktarı 100 mL’de 300-600 mg arasındadır. Ayrıca meyve suyu potasyum ve çinko bakımından da zengindir. Taze meyvede B1, B2, B6, C vitamini ve niasin bol miktarda bulunmaktadır. Aronya meyvesi, vitamin ve minerallerin yanında yüksek miktarda karoten de içermektedir
Aronya Meyvesi Fenolik Maddeler
İçerisinde yoğun miktarda amygdalin bulunduğu için taze meyvede hâkim bir acıbadem kokusu vardır. Amygdalinin kanserli hücreleri iyileştirme ve bazı kanser türlerini, özellikle mide, bağırsak, karaciğer ve prostat kanserlerini önlemede büyük etkisi vardır. Aronyada bulunan fenolik maddeler medikal yönden oldukça değerlidir. Çok yüksek miktarda prokyanidin, antosiyanin ve fenolik asit içermektedir.
Toplam fenolik madde miktarının %25’ini antosiyanin oluşturmaktadır. Başlıca antosiyanin, siyanidin-3-glikozit’dir. Antosiyanin miktarı üzerinde de yine çeşit, meyvenin olgunluk durumu, kültürel uygulamalar ve ekolojik faktörler etkilidir. Taze sıkılmış meyve suyunda 800-1 900 mg l -1 antosiyanin mevcuttur.
Aronya Meyvesi Kullanım Alanları
Üzümsü meyveler içerisinde aronya en yüksek antioksidan kapasitesine sahip meyvedir. Aronya meyve suyunun polifenol açısından zengin içecekler arasında yer aldığını ve yaban mersini suyu, kızılcık suyu veya vişne suyundan dört kat daha yüksek antioksidan kapasitesine sahip olduğunu bildirmişlerdir
Aronyanın metabolik hastalıklar üzerindeki etkisini belirlemek için hepsi 66 yaşında olan 44 hasta üzerinde çalışılmış ve aronyanın metabolik hastalıkları %23 oranında azalttığı, kötü kolestrolü %29 oranında düşürdüğü belirlenmiştir. Aronya meyvesinin sahip olduğu fenolik asitlerden en yoğunu, bağırsak mikroflorası üzerinde olumlu etkiye sahip olan klorogenik asittir.
Aronya Meyvesi Nasıl Tüketilir?
Aronya hem gıda sanayiinde hem de eczacılıkta kullanılmakta, ayrıca taze ve kuru meyve olarak da tüketilmektedir. Meyve suyu, çay, sos, reçel, dondurma gibi farklı şekillerde değerlendirilmekte, ayrıca besinlerin renklendirilmesinde ve besin takviyesi olarak da kullanılmaktadır. Asidik tatlı karışım çeşitlerinde ve sprey kurutucuyla kurutulmuş toz içeceklerin renklendirilmesinde antosiyaninler kullanılır. Antosiyaninler doğal renk maddeleri olduğundan, birçok gıdanın boyanmasında sentetik boyalara, çok önemli bir alternatif olarak görülmektedir. Bu tip ürünlerde maksimum rengi elde etmek için renklendirici maddenin iyi bir şekilde çözündürülmesi gerekmektedir.
Aronya kek, pasta, çörek, ekmek, yoğurt ve tatlılarda dondurulmuş veya taze olarak da kullanılmaktadır. Aronya meyveli hazırlanan yoğurtlar yüksek antioksidan içermesi nedeni ile çocuklar için oldukça faydalıdır. Aynı zamanda çikolata, kahve ve dondurma yapımında da Aronya meyveleri dondurulmuş veya taze olarak kullanılabilmektedir.
Kaynak: http://hdl.handle.net/11452/15025
Sevgi POYRAZ ENGİN – Doktora Tezinden Alınmıştır.